Tabanca bir silahtır. Şu bildiğimiz savunma ya da saldırı
amacıyla üretilen patlayıcı silah. Bazen korkutmak bazen de gösteri için
taşınan tabanca bazı ulusların erkeklerinin vazgeçemediği tutkusudur. Patladığında
korku ve acılar bırakan bu silah atletizmde koşular için bir çıkış gerecidir.
Yüzmede elektronik bir sinyal tabancanın yerini almıştır. Atletizmde tabanca
hala geleneksel yerini ve önemini korumaktadır. Çıkış hakemi (starter)yarışa
katılan tüm koşucuların tabancadan önce çıkmamalarını sağlamakla görevlidir.
Herkesin eşit koşullarda yarışması için onun dikkati çok önemlidir. Gözünden
kaçan hatalı çıkış, koşuculardan birine hak etmediği bir avantaj sağlayabilir.
Hatta yarışmayı kazanmasına olanak sağlayabilir. Bir olimpiyat oyununun 100m.
finalindeki hatalı çıkış ile hiç önemsiz diye düşünülecek minikler
kategorisinde yarışan çocukların 100m. seçme yarışı aynı değerdedir. Aradaki
tek fark birinin daha fazla insan tarafından seyrediliyor olmasıdır. Eğer hakça,
eşit koşullarda bir yarışma söz konusuysa bireye göre önemlilik ortadan kalkar.
Önemlilik milyonlarca dolar kazanan bir süper atlet ile henüz parasal
büyüklükleri kavrayamayan, ancak bir yarışmaya katılmanın heyecanını duyan,
bundan kendince beklentileri olan bir minik sporcu için göreceli olarak aynı
kategoride bulunabilir. Bu durumda matematik diliyle ifade etmek gerekirse,
eşitliğin iki tarafındaki büyüklükleri götürmesi gibi önemsiz kalmaktadır.
Tabancanın kuru sıkı sesine, barut kokusuna küçük yaşlarda alışan sporcu, daha
sonraki yaşamı boyunca, geçmişinde atletizmde gördüğü, yerine getirdiği eşit
koşulları dolaylı olarak duyumsar ve yerine getirmeye çalışır. Bir bakıma
tabanca sesi bu koşullar altında yaşamaya başlama işaretidir.
Çıkıştaki hata telafi edilemeyecek bir
hatadır. Geri dönüp ben bir daha koşacağım diyemezsiniz. O andaki
performansınıza razı olmak zorundasınız. Koştuğunuz yarış, kazansanız da
kaybetseniz de önemli bir deneyimdir. Öğreticidir. Hataları tekrarlamamayı
deneme yoludur. Yaklaşık 15 yıllık bir atletizm kariyerinde çok değil 200-250
kadar yarışta insanın kendisini deneme fırsatı olmaktadır. Bunlarda 20-30 kadar
şampiyonalar gibi, gerçekten önemli çapta yarışmalardır. Belki de sadece5-10
kadarı her şeyin yolunda gidebileceği ve en iyi kişisel derecenin ortaya
konabileceği niteliktedir. Tüm faktörler elveriyorsa bir ya da ikisinde rekor
gelebilir ya da gelmeyebilir. İşte bu dönüm noktası niteliğindeki bir iki
yarışmanın çıkış hakemi sizin ve diğer atletlerin birikimine saygılı olmak
zorundadır. Başka bir deyişle tarafsız,herkese eşit uzaklıkta olmalıdır. Siz
hata yapmazsanız bile başkasının hata yapması durumunda hakemin bunu
saptayamaması bir eşitsizlik oluşturacaktır.
Bilerek bir başaksının hatasını
görmezden gelmek konu dışı gibi görünen üçüncü şahıslara haksızlık anlamına
gelmiyor mu? Bunun dolaylı ya da direk, bireysel ya da toplumsal birçok
etkileri olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bundan 100 yıl önce bir bilim
adamının inandığı ve uyguladığı yöntem bugün doğru ve geçerli olmayabilir.
Örneğin; mikroorganizmaların varlığını bilmeyen ve temizliğe gerek görmeyen
cerrahlar birçok hastanın enfeksiyondan ölmesine yol açmaktaydı. Bugün ise
enfeksiyon oluşmaması için harcanan çabalar bazen en az ameliyatın kendisi kadar
önem taşımaktadır. İnsanlara eşit davranmak bunların beklide en başında
gelmektedir. Hakemliğin temel kuralı budur.
Ben ilk çıkış işaretimi 1971 yılının
kasım ayında bir salon atletizmi yarışmasındaki 50 m. engelli koşusu için
aldım. Çıkış hakemi Soner Coşan idi ve 1984 yılında atletizm yaşantımdaki son
110 m. engelli yarışının startını da o vermişti. Ona herhangi bir nedenle
itiraz ettiğimi hiç hatırlamıyorum. Sevecen, yarışma öncesi kimseyi rahatsız
etmeyen ama kurallardan taviz vermeyen, gülümseyen, ciddi bakışının altında
dürüst bir hakem kimliği yatardı. Birbirlerini psikolojik üstünlük kurma
düşüncesinde olup,start öncesi yapılacakları yavaştan alanları uyarırdı. Bunu
yaparken sporcuyu incitmezdi. Koşucuda onun şahsi bir tavır olmadığını bilir ve
kararına saygı duyardı. Zaten bu türden olaylar Soner Coşan’ın çıkış verdiği
yarışlarda çok az rastlanan cinstendi. Atletizmin genel geçer tüm kurallarıyla
özdeşleşmişti.” Tam bir hakemin” anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
NOT:Tabanca
ilk üretildiği zamanki amacın tamamen dışında, korku ve acı vermek üzere
değil,eşitlik sağlamak üzere sadece atletizmde kullanılmaktadır.